Zirai don, bitkilerin ve tarım ürünlerinin büyüme döneminde ani soğuk hava dalgaları nedeniyle zarar görmesini ifade eden bir terimdir. Özellikle sonbahar veya ilkbahar dönemlerinde meydana gelen bu doğal olgu, özellikle açık hava tarımı yapan çiftçiler için hayati bir tehdit oluşturur. Ülkemizde farklı bölgelerde etkili olan zirai don, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkileyebilir ve bu da sonuç olarak çiftçilerin gelir kaybına yol açar. Ancak zirai donun zararları yalnızca maddi kayıplarla sınırlı değildir; aynı zamanda gıda arzı ve bu gıda arzının topluma ulaşması açısından da ciddi sorunlar yaratabilir. Peki, zirai don nedir, zararları nelerdir ve bu durumda çiftçilerin kayıpları karşılanacak mı? Detaylara yakından bakalım.
Zirai don, bitkilerin büyüme dönemlerinde, havanın aniden soğuması nedeniyle meydana gelen don olaylarını tanımlar. Don, bitkilerin su içeriğini etkileyerek, hücrelerdeki suyun donmasına ve hücre yapısının bozulmasına sebep olur. Zirai don, genellikle 0°C'nin altındaki sıcaklıklarda meydana gelir ve özellikle çiçeklenme dönemindeki bitkiler için ciddi tehlikeler taşır. Ziraat mühendisleri, don olayının yaşanabilmesi için havanın nem oranının yüksek olması gerektiğini ve sıcaklıkların ani bir şekilde düştüğünde bu durumun gerçekleştiğini belirtmektedirler. Özellikle bahar aylarında, topraktaki suyun buharlaşması, bitkilerin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Başta buğday, arpa, sebzeler ve meyve ağaçları olmak üzere birçok tarım ürününde zirai don riski bulunmaktadır.
Türkiye'nin birçok bölgesinde zirai don olayları yaşanmaktadır. Özellikle, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde don oluşumu en sık rastlanan durumlardan biridir. Bu bölgelerde baharın gelişmesiyle birlikte, sıcaklıkların artması beklenirken aniden gelen soğuk hava dalgaları, çiftçilerin ürünlerine büyük zararlar verebilir. Bu yıl, zirai don nedeniyle etkilenmiş bazı iller arasında Kayseri, Nevşehir, Tokat ve Amasya gibi şehirler öne çıkmaktadır. Çiftçiler, bu don olayları neticesinde ekinlerini kaybedebiliyor ve büyük mağduriyetler yaşıyor. Uzmanlar, çiftçilerin böyle doğal afetlere karşı sigorta yaptırmalarını öneriyor. Ancak ne yazık ki birçok çiftçi, tarımsal sigorta yaptırmaya bütçelerini ayıramadığı için bu tür olaylardan olumsuz etkileniyor.
Zirai donun yarattığı zararların tazmin edilip edilmeyeceği konusunda ise çeşitli tartışmalar sürmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı, zirai don zararını belirlemek için devreye girerek çiftçilerin yaşadığı kayıpları tespit etmeye çalışmaktadır. Ancak, tazminat süreci genellikle zaman alıcı ve karmaşık olabilmektedir. Çiftçiler, ürün kaybını belgeleyerek tazminat talep edebilseler de, bu süreçte karşılaştıkları zorluklar nedeniyle daha fazla mağduriyet yaşayabiliyorlar. Çiftçilerin bu noktada daha fazla desteklenmesi gerektiği konusunda kamuoyunda da çağrılar yapılmaktadır.
Sonuç olarak, zirai don tarım sektöründe önemli bir sorun olmayı sürdürüyor. Çiftçilerin karşılaştığı bu zorluklar, sürdürülebilir tarım için de göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Yaraların sarılması ve çiftçilerin desteklenmesi adına alınacak önlemler, gelecekte zirai donun daha az tahribat yaratmasına yardımcı olabilir. Doğal afetler karşısında dayanıklılığı artırmak, hem üreticilerin hem de tüketicilerin yararına olacaktır. Fakat bu süreçte devlet ve özel sektör işbirliği, çiftçilerin yaşadığı sorunların çözümünde büyük bir önem taşımaktadır.