İstanbul’un gözde semtlerinden birinde, sadece 10 metrekarelik bir dükkan, zamana meydan okuyan tarih kokulu saatlerin hayat bulduğu bir mekân olarak karşımıza çıkıyor. Usta saat tamircisi Ali Bey, yıllar boyunca birçok saatin hikâyesine tanıklık ederek, bu küçük dükkânında, mekânın büyüsüne ve saatlerin zarafetine adeta ruh katıyor. Onun için her saat, sadece bir zaman gösterici değil, aynı zamanda bir anı, bir hikaye ve bir parça geçmiş demek. Ali Bey'in dükkanında, tamir edilen saatler sayesinde zaman adeta geri akıyor.
Ali Bey, çocuk yaşlarda bu işe adım attıktan sonra, zamanla kendi tarzını ve bilgisini geliştirdi. İlk başta, babasının yanında çıraklık yaparak işe başlayan Ali Bey, 1970’ler de Türk toplumu için büyük önem taşıyan saatleri tamir etmeye yarı zamanlı olarak başladı. O yıllarda, saati bozulmuş birçok insan, Ali Bey’in ustalığına bel bağlayarak bu küçük dükkana gelirdi. Her bir saat, sahiplerinin hayatında özel bir yere sahip olduğu için, bu tamir işlemi sadece bir onarım değil, aynı zamanda bir duygu ve hatıra tazelemesiydi. Bugün bile Ali Bey'in elinden geçmiş bir saate sahip olmak, birçok insan için büyük bir ayrıcalık.
Ali Bey’in dükkanında geçmişin izlerini görmek mümkün. Duvarları kaplayan vintage duvar saatleri, dededen kalma mekanizmalar ve eski model cep saatleri, tarih kokan bir atmosfer yaratıyor. Ali Bey bu saatleri onarırken sadece mekaniğine odaklanmıyor, aynı zamanda her birinin taşımış olduğu anılara da saygı gösteriyor. Onun için her tamir, bir zaman yolculuğu ve geçmişe bir selam niteliği taşıyor.
Ali Bey, sadece saatleri tamir etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu mesleği geleceğe taşımak için de çaba gösteriyor. Genç nesillere bu ustalığı öğretmek amacıyla, dükkanında stajyer yetiştiriyor. Gençler, Ali Bey’in yanında çalışarak hem zanaatin inceliklerini öğreniyor, hem de tarihin derinliklerine adım atmış oluyor. Saat tamirciliği, günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden biri olarak görülebilir; ancak Ali Bey'in azmi sayesinde bu zanaatin geleceği için umutvar bir tablo çiziliyor. Onun öğretileri, sadece mekanik bilgilere dayanmıyor; aynı zamanda sabır, özveri ve sanatsal bir bakış açısını da içeriyor.
Ali Bey'in dükkanı, zamanın ruhunu yansıtmakla kalmayıp, aynı zamanda insanları bir araya getiren bir buluşma noktası haline gelmiş durumda. Farklı yaş gruplarından insanlar, dükkanın kapısından girdiğinde, nostaljik bir yolculuğa çıkıyor. Saatlerin hikayeleri dinleniyor, anılar paylaşılıyor. Ali Bey, her müşterisini tanımak ve onlarla sıcak bir ilişki kurmak için özenle çaba gösteriyor. Bu samimi ortam, sadece saat tamiri için değil, aynı zamanda bir topluluk oluşturmak adına önemli bir işlev görüyor.
Bir gün Ali Bey, hangi saatleri tamir ettiğini sorduğumuzda, gülümseyerek “Her saat bir parçadır zamanın; kimisi duygusal bir bağ taşır, kimisi ise sadece bir kullanım nesnesidir fakat hepsi de bizim geçmişimizi temsil eder” diyor. Saatlerin tamir edilmesi, sadece mekanik parçaların düzeltilmesi değil; aynı zamanda geçmişi hatırlamak, anıları yaşatmak ve toplumsal bağları güçlendirmek adına da bir fırsat sunuyor. Ali Bey’in dükkanında yalnızca saatler onarılmıyor; aynı zamanda zamanın kendisi de yeniden yaşatılıyor.
Zamanın hızla geçtiği günümüzde, Ali Bey gibi ustaların eline bırakılan saatler, geçmişle bağ kurmanın ve tarihsel bir mirası yaşamanın en güzel örneklerinden biri. Belki de bu yüzden, onun dükkanına uğrayan herkes, sadece bir saat almak için değil, aynı zamanda geçmişle yüzleşmek, anılarını tekrar yaşamak, ve zamanı durdurmak için geliyor. Ali Bey’in 10 metrekarelik dükkanı, saatlerin ötesinde bir anlam taşıyor; bu küçük alan, ülkenin yok olmaya yüz tutmuş zanaat kültürlerinin bir parçasını yaşatan, insanları bir araya getiren ve geçmişin izlerini geleceğe taşımaya katkıda bulunan kıymetli bir mekân haline geliyor.