Türkiye, doğal afetlerle mücadele eden bir ülke olarak jeolojik araştırmalara, bilimsel çalışmalara ve uzman görüşlerine büyük bir ihtiyaç duymaktadır. Bu noktada, alanında yetkin birçok bilim insanı da önemli çalışmalara imza atmaktadır. Ancak, son günlerde gündeme gelen bazı açıklamalar, Türkiye'nin önde gelen deprem uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Naci Görür'ün tepkisini çekti. Görür, son zamanlarda yapılan bazı açıklamaların bilimsel bir temele dayanmadığını ve bu cümleleri kuran kişilerin gerçek bir bilim insanı olamayacağını vurguladı. Bu durum, Türk toplumunun deprem bilinci ve afet yönetimi konusundaki hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’nin en tanınmış deprem bilimcilerinden biridir. 1954 yılında Malatya’da dünyaya gelen Görür, Boğaziçi Üniversitesi’nden lisans diplomasını aldıktan sonra yüksek lisans ve doktora çalışmalarını da aynı üniversitede tamamladı. Uzun yıllar çeşitli akademik görevlerde bulunmuş ve Türkiye'nin deprem riski hakkında değerlendirmelerde bulunan en saygın isimlerden biri haline gelmiştir. Deprem konusunda uzmanlaşmasının yanı sıra, halkı bilgilendirme konusunda da aktif bir rol üstlenmiştir. Sosyal medya platformlarında yaptığı paylaşımlar ve televizyon programlarına katılarak kamuoyunu bilgilendiren Görür, bu sayede kitlelere ulaşmayı başarmıştır.
Prof. Dr. Naci Görür, son dönemlerde sosyal medyada ve bazı medya organlarında yapılan depremle ilgili açıklamalara sert bir dille karşı çıktı. Özellikle, jeolog olmayan bazı kişiler tarafından ortaya atılan "Türkiye'de büyük bir deprem olmayacak" ya da "deprem tahminleri tamamen yanlıştır" gibi ifadeleri gündeme getiren Görür, bu tür yorumların halkı yanlış yönlendirdiğini ve bilim dünyasına zarar verdiğini ifade etti. Görür, "Bu tür açıklamalar, halkın deprem bilincini zedelemekten başka bir işe yaramaz. Bilim insanlarının, bilimsel verilere dayanmadan yaptıkları bu tür genellemelerin bedeli ağır olabilir" dedi.
Bir deprem uzmanı olarak, Görür aynı zamanda Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşanan depremlerin bağımsız bir şekilde analiz edilmesinin önemine dikkat çekti. "Elimizi taşın altına koyarak toplumumuzu uyaracak, bilgilendirecek ve gerekli önlemleri almaya teşvik edecek sözler sarf etmeliyiz," diye devam etti. Görür, Türkiye'nin yapı stoku ve iklim değişikliği gibi faktörlerin de göz önünde bulundurularak dinamik bir yaklaşım sergilemesini gerektiğini vurguladı.
Bu durumun sadece bilimsel bir mesele olmadığını, aynı zamanda toplumun geleceğiyle ilgili bir sorumluluk taşıdığını belirten Görür, herkesin en azından temel deprem bilgilerine sahip olması gerektiğini savundu. Türkiye'de deprem konusuna yaklaşımın sadece bilim insanlarına bırakılmaması gerektiğini söyleyen Görür, kamuoyunu daha bilinçli ve hazırlıklı hale getirmek için toplumsal bir bilinç oluşturulmasının şart olduğunu dile getirdi. Bu bağlamda, sosyal medyada ve yerel medya organlarında doğru ve güvenilir bilgi akışının sağlanmasının önemine de değindi.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye'nin deprem konusundaki uzmanlığı ve bilimsel yaklaşımıyla dikkate değer bir konumda bulunmaktadır. Ancak, bu tür tartışmaların çoğalması ve yanlış bilgi akışının önlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ülkemizde deprem bilincinin artırılması ve halkın doğru bilgiye ulaşmasının sağlanması için bilim insanları olarak üzerlerine düşen görevi yapmaya devam edeceklerdir. Görür’ün bu açıklamaları, Türkiye'nin deprem konusunda daha sağlam bir bilgi altyapısına ve toplumsal bir uyum sağlama çabasına ihtiyaç duyduğunun da altını çizmektedir.