İstanbul, 2023 yılının Ekim ayında beklenmedik bir sarsıntıyla sarsıldı. Bugün saat 15:45'te meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, özellikle Büyükçekmece, Avcılar ve Beylikdüzü gibi batı semtlerinde hissedildi. Sarsıntının merkez üssü Marmara Denizi açıkları olarak belirlendi. Deprem sonrası halk, panik içinde binalardan dışarıya çıkarken; sosyal medya üzerinde “İstanbul depremi” etiketleriyle yoğun paylaşımlar gerçekleştirildi.
Depremin damgasını vurduğu ilk anlarda, İstanbul genelinde çok sayıda insan kendini dışarı atarak güvenli alanlara yöneldi. Yüksek binaların bulunduğu yerlerdeki hareketlilik korkutucu bir görüntü oluşturdu. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Çelik, yaşanan panik nedeniyle insanların kendilerine zarar verebileceğini vurguladı ve sakin kalmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca, deprem öncesinde alınan güvenlik önlemleri ile ilgili olarak AFAD ve yerel yönetimlerin geçmişte yaptığı çalışmalar üzerinden değerlendirmelerde bulunuldu.
Deprem sonrası, Türkiye’nin deprem risk haritası yeniden gözden geçirildi. İstanbul’un çeşitli semtlerinde, özellikle de 1999 Gölcük depreminden önce inşa edilen binalarda hasar riskinin yüksek olduğu belirtildi. Şehirdeki birçok inşaatın depreme dayanıklılığı sorgulanırken, uzmanlar, özellikle eski yapıların güçlendirilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yetkilileri, deprem anında yapılması gereken “Doğru ve Güvenli Davranış” hakkında bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
Deprem sonrası, İstanbul'daki insanların psikolojisinde de belirgin değişiklikler gözlemlendi. Uzmanlar, bu tür büyük sarsıntıların yarattığı travmanın, şehir sakinleri üzerinde uzun süreli etkileri olabileceğini, özellikle fobik durumların gelişebileceğini belirtiyor. Çocuklar arasında oluşan korku ve endişenin yanı sıra, bu durum, genel ruh sağlığını da tehdit eden bir unsur olarak öne çıkıyor. Ayrıca, yaşanan olay dolayısıyla birçok vatandaş, evlerini terk ederek güvenli bölgelere sığınma ihtiyacı hissetti.
Yerel yönetimlerin bu durumu göz önünde bulundurarak psikolojik destek hizmetleri sunma ihtiyacı doğdu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, olası bir krizi öngörerek, çeşitli noktalarında acil durum toplantıları gerçekleştirdi. Depremin etkilerinin uzun vadede değerlendirilmesi ve ardından gerekli tedbirlerin alınması hedefleniyor. Eğitim seminerleri ve farkındalık kampanyaları ile birlikte, vatandaşların deprem anında nasıl hareket etmeleri gerektiği hakkında sık sık bilgilendirme yapılacağı bildirildi.
Son olarak, 6,2 büyüklüğündeki İstanbul depreminin ardından, insanlar sosyal medyada sosyal dayanışmalarını görmek için harekete geçmeye başladı. Yakınlarına ulaşmaya çalışan vatandaşlar, dayanışma mesajları atarak birlik dayanışması çağrısında bulundular. Tüm bunların yanı sıra, ileriki günlerde depremin büyüklüğü ve neden olduğu hasarın tam değerlendirilmesi için uzman ekiplerin çalışmalara başladığı duyuruldu. Marmara bölgesinin depremselliği hakkında yapılan araştırmalar ve bu bilgilerin tüm kamuoyuyla paylaşılması önem taşıyor. İstanbul, tarihi ve kültürel önemi ile Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri olarak daha güçlü ve dayanıklı bir altyapıya kavuşturulması gerekiyor.
Söz konusu olan deprem, İstanbul’un deprem gerçekliği ile bir kez daha yüzleşmesine neden olurken, yetkililere de düşen görev, bu tür risklere karşı daha fazla hazırlık yapmaktır. Sürekli gelişen bir şehir olan İstanbul’un, modern inşaat teknikleri ve bedensel sağlığı gözeten bir yaklaşım ile geleceğe daha güvenli bir şekilde ilerlemesi umuluyor.