Son günlerde artan şiddet olayları arasında dikkat çeken bir olay, ilişkilerin ne kadar hassas bir konu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bir kadın, birlikte yaşadığı erkek arkadaşını bıçaklayarak onu ağır yaraladı. Olayın detayları, tanıkların ifadeleri ve kurbanın sağlık durumu, bu trajik ilişkinin neden bu noktaya geldiğini anlamaya yardımcı oluyor.
Olay, İstanbul'un işlek caddelerinden birinde meydana geldi. İddiaya göre, 32 yaşındaki S.A. ve 29 yaşındaki sevgilisi M.B., yaşadıkları evde şiddetli bir tartışmaya girdi. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan M.B. olaydan kısa bir süre sonra, kadınla olan ilişkisini sonlandırmak istediğini belirtti. Ancak S.A.'nın bu duruma tepki vermesi, tartışmanın kontrolden çıkmasına neden oldu. Gözaltına alınan S.A., olayın sebepleriyle ilgili çelişkili ifadeler vererek dikkat çekti.
Olayın ardından, çevredeki komşular ve tanıklar, olay sırasında yüksek seslerin duyulduğunu, ardından bıçaklama seslerinin geldiğini ifade etti. Olay yerine polis ve ambulans ekiplerinin gelmesiyle birlikte, M.B. ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Olayın duyulmasıyla birlikte, çevredeki insanların yoğun bir merakla dikkat kesilmesi ise akıllarda soru işaretleri bıraktı. Acaba bu genç çiftin ilişkisi ne kadar sağlıklıydı ki bu noktaya geldi?
Uzmanlar, bu tür durumların yalnızca bir çiftin ilişkisi ile alakalı olmayabileceğini, toplumun geneline yayılmış şiddet eğilimlerinden kaynaklanabileceğini belirtiyor. Kadınların geçmişte maruz kaldığı ağır travmalar, erkeklerin ise toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği ağır baskılar, bazı bireylerde şiddet eğilimini tetikliyor. Ayrıca, sevgililer arasında cinsellikle ilgili yaşanan sorunlar, sadakatsizlik ve güven sorunları da yukarıda bahsedilen gibi olayları tetikleyebiliyor.
Bu olayda da benzer bir durumun yaşanması muhtemel. İlişkinin en baştan sağlıklı olup olmadığı, tarafların birbirlerine nasıl yaklaştıkları ve bu davranışların sonucunda ne gibi etkilerin ortaya çıkabileceği üzerine düşünmek gerekiyor. Bu tür olayların artması, özellikle genç nesil için büyük bir tehlike arz ediyor. Umuyoruz ki, hem toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çalışmalar hızlandırılır hem de bu gibi olayların yaşanmaması adına gerekli önlemler alınır.
S.A.'nın avukatı, müvekkilinin ruh sağlığı ile ilgili yaşadığı problemleri savunarak, bu durumun olayın sebeplerinden biri olabileceğini belirtti. S.A., mahkeme önünde serbest bırakılma talebinde bulunurken, M.B.'nin maruz kaldığı durum ve yaşadığı travma, tartışmasız bir şekilde gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Olayın detayları ve sonrasında yaşanan hukuksal süreç, soru işaretlerini ortadan kaldırmaya yönelik gelişmeler, kamuoyunun ve sosyal medyanın da yakından takip ettiği konular arasında yer alıyor. İletişim alanında artan şiddet olaylarının çözüme kavuşturulması için, toplumsal bir bilinçlenmeye de ihtiyacımız olduğu kesin. Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.