İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının simgelerinden biri olan Ayasofya, geçtiğimiz günlerde bir olayla tekrar gündeme geldi. 2020'nin Temmuz ayında Ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılmasıyla beraber önemli bir ziyaretçi akınına uğrayan bu yapı, geçtiğimiz günlerde bir sanığın kapısını kırması sonucu yargılama sürecine girdi. Başlayan yargı süreci sona erdi ve sanığa hapis cezası verildi. Ancak bu ceza, yalnızca bir mahkeme kararından öteye giderek toplumsal bir tartışmanın da fitilini ateşledi.
Olay, 2023'ün Eylül ayında gerçekleşti. Sanık, Ayasofya'yı ziyaret eden kalabalığın arasında oldukça dikkat çekici bir hareketle, yapının kapısını kırarak içeri girmeye çalıştı. Bu eylem, hem güvenlik güçleri hem de ziyaretçiler arasında panik yarattı. Olayın ardından derhal tutuklanan sanık, mahkemeye çıkarıldı. Sanığın eylemi, birçok kişi tarafından protesto edilirken, toplumsal medyada da büyük yankı buldu. Birçok vatandaş, Ayasofya'nın tarihi ve dini önemine dikkate alarak bu eylemi kınadı. Bu durum, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirirken, ortak bir irade oluşturarak, simgesel yapının korunması gerektiği görüşünü pekiştirdi.
Mahkeme sürecinin ardından, sanığın kapıyı kırdığı gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptırıldığı açıklandı. Mahkeme, Ayasofya'nın tarihi ve dini kimliğine zarar vermekle suçlanan sanığın eyleminin, daha büyük bir toplumsal hassasiyeti hedef aldığını vurguladı. Kararın ardından sosyal medya platformlarında, “Ayasofya’ya sahip çıkalım!” şeklinde etkinlikler ve kampanyalar başladı. Birçok ünlü isim, olayla ilgili görüşlerini açıklarken, sanık aleyhinde yapılan yorumlar dikkat çekti. Çoğu kişi, mahkeme kararının az olduğunu belirtirken, bir kısmı ise "Önemli olan ceza değil, bu tür eylemlerin toplumda yarattığı etkiyi görmektir.” dedi. Ayasofya'nın tarihi ve dini kimliği konusunda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği yönünde çağrılar, bu olayın ardından giderek artan bir şekilde gündeme geldi.
Sonuç olarak, Ayasofya'nın kapısını kırarak gündem olan bu olay, sadece bir kişiyle sınırlı kalmadı. Bu olay, toplumun Ayasofya’ya karşı olan tutumunu ve hassasiyetini yeniden sorgulamasına yol açtı. Ayasofya sadece bir mimari eser değil; aynı zamanda bir inanç ve kültür mirası olarak, tüm dünya için anlam taşıyan bir simge. Mahkeme kararı ve gelişmeler ışığında, Ayasofya'nın korunması ve öneminin vurgulanması, toplumsal hafızanın bir parçası olarak ilerleyen dönemde de devam edecek gibi görünüyor.