Şiddet, toplumun en büyük yaralarından biri olup, özellikle çocuklara yönelik uygulanan şiddetin ağırlığı kelimelerle ifade edilemez. Son günlerde yaşanan bir olay, bu acı gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. 2 yaşındaki kızı M.A.'ya şiddet uyguladığı iddia edilen baba, yaşananların ardından gözaltına alındı. Uzaklaştırma kararı çıkarılan babanın, tutuklanmasıyla birlikte olay adli mercilere intikal etmiş bulunuyor. Çocukların, sağlıklı bir şekilde büyümeleri için gerekli olan sevgi ve şefkatten mahrum kalmamalarının önüne geçmek, toplumun en büyük görevlerinden biridir. Bu bağlamda, yaşanan olayın detayları, yetkililerin aldığı önlemler ve toplumdaki etkileri ele alınacaktır.
Olay, geçtiğimiz hafta yerel bir mahallede yaşandı. Komşuların, 2 yaşındaki M.A.'nın feryatlarını duyması üzerine durumu polise bildirmesiyle gerilim artmaya başladı. Olay yerine gelen polis ekipleri, çocuğun vücudunda ciddi izler keşfetti ve hemen gerekli işlemleri başlattı. Bu süreçte, 30 yaşındaki baba A.M. ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü ve yapılan soruşturma sonucunda tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Mahkemede savcının sunduğu delillerin yanı sıra, tanık ifadeleri de olayı aydınlatmaya yardımcı oldu. Görülen izlerin çocuğun yaşının gerektirdiği şekilde bakım görmediği ve şiddete maruz kaldığını gösterdiği mahkemece kabul edildi. Bu durum, ailenin büyük bir travma yaşamasına sebep oldu. Babasının tutuklanmasının ardından, M.A. tedavi edilmek üzere çocuk hastanesine kaldırıldı ve psikolojik destek almaya başladı.
Olayın duyulmasının ardından, sosyal medya ve çeşitli haber platformları üzerinden pek çok vatandaş duruma tepki gösterdi. Çocukların maruz kalabileceği her türlü şiddetin karşısında durulması gerektiğine dair çağrılar arttı. Çocuk Hakları İzleme Komitesi'nden yapılan açıklamada, "Çocuklar, korunmaya en muhtaç gruptur. Bu tür olayların yaşanmaması için toplum olarak sorumluluk almalı ve çocukların güvenliğini sağlamalıyız." ifadeleri kullanıldı.
Psikologlar da olayla ilgili görüşlerini açıkladı. Psikolog Dr. Ayşe Yılmaz, "Bir çocuğa karşı şiddet, yalnızca fiziksel bir olay değildir; zihinsel ve duygusal olarak da etkiler. Bu tür durumlarda, çocuğun yanında olduğu kişi ya da kişilerden gelen destek büyük önem taşır." dedi. Yılmaz ayrıca, aile içindeki iletişim ve bağların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Olayın ardından yerel hükümet ve belediye bünyesinde çeşitli programların başlatılması gerektiği konusunda da görüşler ortaya atıldı. Çocuk istismarını önlemeye yönelik bilinçlendirme programlarının hayata geçirilmesi talep ediliyor. Çocukların güvenli ortamda büyümesi ve şiddet gibi olumsuz durumların önlenmesi için eğitim projeleri daha fazla önem kazanmaktadır.
Sonuç olarak, 2 yaşındaki M.A.'ya yapılan bu acımasızlık, yalnızca bireysel bir olay olarak değil, toplumsal bir mesele olarak görülebilir. Şiddete karşı toplum bilincinin artırılması, çocukların korunması ve sağlıklı bir toplum oluşturulması adına atılacak adımlar, geleceğimizin teminatı olan çocukların güvenliği için büyük bir önem taşıyor. Ebeveynler, toplum ve devlet olarak üzerimize düşen görevi yerine getirmeli, bu gibi olayların yaşanmaması için elimizden geleni yapmalıyız.